• Anadolu Sigortalılar 85’inci kuruluş yıldönümünü muhteşem bir geceyle kutladı...


    Anadolu Sigorta çalışanları, emeklileri ve Türkiye İş Bankası yöneticilerinin katıldığı 85’inci yıl kutlamasında, Anadolu Sigorta’nın sektördeki öncü pozisyonunu kuvvetlendirerek sürdürmeye devam edeceği vurgulandı.

    Anadolu Sigorta’nın 85’inci yaşına girmesi nedeniyle öncekilerden daha coşkulu geçen geceye çalışanların yanı sıra emekliler ve Türkiye İş Bankası’ndan üst düzey davetliler de katıldılar. Törende ev sahipliğini üstlenen Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, Türkiye’nin en köklü sigorta şirketi olarak hedeflerinin, Anadolu Sigorta’nın olumlu performansını gelecek dönemlere de taşımak ve elde edilecek yeni başarılarla sektörde hak ettiği yeri sağlamlaştırmak olduğunun altını çizdi.

    Davetliler tarafından büyük bir coşku ve alkışlarla karşılanan konuşmaların ardından tören, Anadolu Sigorta çalışanlarına hizmet hatıralarının verilmesiyle devam etti. Gecede Anadolu Sigorta çalışanlarının gerçekleştirdiği vals gösterisi nefesleri keserken, Anadolu Sigorta’nın 85’inci gurur yılı anısına hazırlanan pastayı Mustafa Su, 10’uncu Yıl Marşı eşliğinde tüm katılımcılarla birlikte kesti. Gece, Anadolu Sigorta orkestrasının verdiği birbirinden güzel şarkılardan oluşan konserle devam etti.

    Bireysel Emeklilik 10 milyar lira fona hızla yaklaşıyor...


    23 Nisan tarihli Bireysel Emeklilik Sistemi verileri EGM Başkanı ve Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu tarafından açıklandı. Yeni BES verilerine göre Anadolu Hayat Emeklilik fon tutarında en yakın rakibi ile arasındaki 2 Milyon liraya yakın farkı koruyor. Bireysel emeklilik sistemi ise hızla 10 milyar lira fon büyüklüğüne koşuyor.

    23 Nisan 2010 tarihli bireysel emeklilik sistemi verilerine göre, katılımcı sayısında 2 milyon 84 bin 767 kişiye ulaşan sistem, fon tutarında ise 9 milyar 888 milyon 534 bin 844 liraya ulaştı. Son verilere göre ise emekli olan katılımcı sayısı 2 bin 261 kişi oldu. Emeklilik Gözetim Merkezi Başkanı ve Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, 23 Nisan 2010 tarihli verilere göre bireysel emekliliğin fon tutarında 9 milyar 888 milyon 534 bin 844 liraya, katılımcı sayısında 2 milyon 84 bin 767 kişiye, katkı payı tutarında 7 milyar 779 milyon 617 bin 471 liraya, yatırıma yönlenen toplam tutarda ise 7 milyar 530 milyon 300 bin 277 liraya ulaştığını açıkladı.

    Sektörün büyüme potansiyeli ve katılımcılarına sağladığı fırsatların çok büyük olduğunu belirten Uğurlu,”Bireysel Emeklilik Sistemi Türkiye’ nin aradığı kaynaktır,en iyi bireysel yatırım aracıdır” dedi.

    Anadolu Hayat Emeklilik 2009’da 500 milyon TL prim üretimine ulaştı...


    Anadolu Hayat Emeklilik, 2009 yılında da en fazla hayat primi üreten şirket oldu ve pazar payını yüzde 21,9’dan yüzde 27,4’e çıkarttı. Şirket, 2008 yılına oranla yüzde 44,8’lik toplam prim artışı ile sektörde 500 milyon TL prim üretimine ulaştı.

    Şirket 31 Aralık 2009 tarihli Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği verilerine göre, 499.735.795 TL hayat primi ve 312.057 TL ferdi kaza primi ile toplam 500.047.852 TL toplam prim üretimine ulaştı.

    Şirketin 2009’da ulaştığı başarılı sonuçlarla ilgili bir değerlendirme yapan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu şunları söyledi:
    “2009 yılında hayat branşında elde ettiğimiz sonuçlarla, liderliğimizi daha da güçlendirdik. 2009 yılında 500 milyon TL’yi aşan toplam prim üretimimiz, yüzde 44,8’lik artışa denk geliyor. Hayat branşındaki pazar payımızı yüzde 21,9’dan yüzde 27,4’e çıkarttık. Sektör, hayat branşında toplam 245 milyon TL prim üretimi ile yüzde 15,57 artış elde ederken, bu prim artışının yüzde 63’ünü tek başına sağlayan Anadolu Hayat Emeklilik sektörün lokomotif şirketi oldu. Hedefimiz, 2010 yılında da lider konumumuzu sürdürmek olacak.”

  • Sigorta Sahtekarlıklarıyla Mücadele ve SİSBİS Projesi...


    Sigorta sahtekarlıkları nedeniyle dürüst sigortalıların ve sigorta sektörünün katlandığı maliyetin büyüklüğü, sigorta sektörünün bu konudaki mücadelesini her zaman öncelikli ve önemli konulardan biri haline getirmiştir.


    Bu mücadele kapsamında Sigorta Bilgi Merkezi alt birimi Hasar Takip Merkezi (HATMER) tarafından uygulamaya konan "Sigorta Sahtekarlıkları Bilgi Sistemi", kısa adıyla SİSBİS, kötü niyetli kişilerin haksız kazanç elde etmek amacıyla sigorta şirketini bilerek, kasıtlı olarak aldatması yoluyla işlenen ve yasalarca da suç kabul edilmiş sigorta sahtekarlıklarının sigorta şirketleri tarafından ortak bir veri tabanında izlenebilmesini, gerekli önlemlerin alınabilmesini amaçlamaktadır.

    Sigorta sahtekarlığının sigorta sektörüne ve dürüst sigortalılara getirdiği ağır bedellerin en aza indirilmesi amacıyla verilen aktif mücadelede önemli araçlarından biri olacak SİSBİS, risklerin kabul ve fiyatlandırılmasında sigorta şirketlere yardımcı olmayı ve sahtekarlık nedeniyle şirketlerin uğradığı ilave maliyetinin azaltılmasını amaçlamaktadır. Dürüst sigortalının haklı menfaatlerinin korunması ve prim maliyetlerinin düşürülmesi de SİSBİS'in amaçları arasındadır.

    Başta oto dalı olmak üzere tüm sigorta dallarını kapsayacak SİSBİS, haksız hasar ödemesi almak ya da düşük prim ödemek maksadıyla kişi yada kurumların başvurduğu yanlış sigorta uygulamaları ve sigorta sahtekarlığına konu olabilecek verilerin merkezi bir veri tabanında toplanmasını ve bu bilgilerin sigorta şirketleri tarafından risk kabul etme, fiyatlama ya da hasar işlemleri aşamasında kullanılma sunulmasını sağlayacaktır.

    Sigorta şirketi dışındaki kuruluş ve kişilerin de sigorta sahtekarlığı bildirimlerini yapabilecekleri sistemde sigorta şirketleri, düzenledikleri poliçelere ait aşağıda örnekleri belirtilen sahtekarlık durumlarını veri tabanına kaydederek diğer şirketlerle bu bilgilerin paylaşılmasını sağlayacaklardır.

    Mahkemede karara bağlanmış sigorta sahtekarlıkları, Yasal soruşturmaya konu olmuş sahte hasar başvuruları, Hasardan sonra poliçe düzenlenmesi, gerçek dışı beyan ya da sahte belgeler yoluyla yapılan sigorta sahtekarlıklarının saptandığı ve sigortalıdan feragatname alındığı durumlar. Herhangi bir sigorta sahtekarlık durumuna tanık olan, sigortalı, acente, eksper, hasar araştırmacısı, tamirhane çalışanı yada bir vatandaş, Merkezimiz web sitesinde yer alan "Sigorta Sahtekarlıkları Bildirim" adımından sahtekarlığa ilişkin bilgi, belge ve varsa diğer kanıtları SİSBİS veri tabanına girebilecektir. Girişi yapılan bu ön bildirimler, SİSBİS aracılığı ile ilgili sigorta şirketinin değerlendirilmesine sunulacaktır. İlgili şirket bu ihbarı tutarlı ve yeterli bulursa, veri tabanına poliçe ve olaya ilişkin diğer ek bilgi, belge ve kanıtları da ekleyerek bu verinin SİSBİS aracılığıyla sigorta şirketleri arasında paylaşılmasını sağlayacaktır.

    Sigorta sahtekarlığında rol aldığı kesinleşen kişi, kuruluş ya da araçlara ait kimlik no, vergi no, şasi no türü ayırt edilebilir tekil bilgiler zorunlu alan olarak SİSBİS veri tabanda yer alacaktır. Sigorta şirketleri, bu ortak veri tabanından poliçe düzenleme ve hasar değerlendirme aşamalarında yararlanabileceklerdir.

    Sigorta sektöründeki önemli bir eksikliği gidereceği kabul edilen SİSBİS projesinin, üçüncü şahıslardan bildirimlerin alınmasını, ilgili sigorta şirketlerine iletilmesini ve şirketler arasında paylaşılmasını sağlayan birinci aşaması tamamlanmış olup diğer işlevlerinin kısa sürede devreye alınması planlanmıştır.

    2. El Alırken Otokontrolü 'İHMAL ETMEYİN' ...


    Sigorta Bilgi Merkezinin uzun bir süredir üzerinde çalıştığı ve yine Türkiye'de bir ilki temsil edecek olan SMS Projesi tamamlanmış ve devreye alınmıştır.

    Ağustos ayı içerisinde Türkiye genelinde reklamlarla tanıtımlara başlanacaktır. Turkcell ile anlaşmalı olarak devreye alınmış olan SMS projesi ile kişiler mesaj atarak arabalarının hasar geçmişlerini, mağdur bilgilerini, trafik poliçelerinin olup olmadığını ve eğer bir kazaya karıştılarsa kaza tespit tutanaklarının durumunu Turkcell 5664'e mesaj atarak sorgulayabilecekler.

    HASAR GEÇMİŞİ SORGULAMA
    HASAR yazın, boşluk bırakın, plakayı yazın, TURKCELL 5664'e gönderin*. Aracın plakası değişmiş olsa bile, hasar geçmişi anında cebinize gelsin.

  • Trafikte Teknik Zarar Yarım Milyara Gidiyor...


    Sigorta sektörünün kaskodan sonra en çok prim ürettiği trafik branşında edilen zarar, Türkiye Sigorta Şirketleri Birliği'nin (TSRŞB) verilerine göre 2009 yılının ilk 9 ayında 366 milyon liraya çıktı.

    Zarar 2006'nın 12 ayında 118 milyon lira, 2007 sonunda ise 244 milyon lira olarak kayıtlara düşmüştü. Yani sektörün bu yılın ilk 9 ayında trafik branşından ettiği zarar geçtiğimiz iki yılın toplamını aştı (önceki 24 ay toplam zararı 362 milyon lira). Böyle giderse trafik branşının 12'nci ay sonu zararı yarım milyar lirayı bulacak.

    Yine TSRŞB verilerine göre sektörün hayat dışı toplam teknik kârı 2006'da 20 milyon, 2007'de 226 milyon, 2008'in ilk 9 ayında ise 360 milyon lira. 2006'daki 250 milyon lirayı bulan kasko teknik zararı, 2007'de 4.5 milyon, 2008'de ise 130 milyon lira kâra çevrilince hayatdışı toplam teknik kâr da 360 milyon liraya yükseldi. Ancak trafikteki teknik zarar olmasa hayatdışı toplam kâr iki katı olacaktı. Yani sigorta pastasındaki primin yüzde 15'ini üreten trafik tek başına toplam teknik kâr kadar zarara yola açtı.

    HAZİNE UYARMIŞTI
    Trafik sigortasının teknik kâr zarar oranları ise 2006'da %-8, 2007'de % -15, 2008 ilk 9 ayında ise % -26 oldu. Hasar prim oranları da aynı yıllara göre % 81, %90 ve %114 olarak seyretti. Toplamda ise hasar prim oranı %69, %65, %72 olarak gerçekleşti.

    Serbest tarifeden sonra sektör oyuncularından yükselen genel şikayet fiyatların düştüğü ve daha önce kâr edilen Anadolu'da bile zarar edileceği doğrultusunda. Son 3 yıldaki mevcut zararın geçmiş yıllarda uygulanan zorunlu tarifenin getirdiği yetersiz prim uygulamaları ve karşılıkların son 2 senede değişen mevzuata uygun hale getirilmemesinden kaynaklandığı olduğu düşünülüyor. Sektörde bu branşın nakit akışı kaynağı olarak görüldüğü düşünülse de Hazine'nin bu konuda yaptığı ve dergimizin Haziran sayısında yayınlanan açıklamada, özkaynakları güçlü bile olsa piyasa bozucu davranış veya haksız rekabet argümanı ile müdahalenin mümkün olduğu vurgulanmıştı.

    Kara Bulutlar 2010'da Dağılacak...


    Sektörün 2009 yılı 10 aylık prim üretimi 10 milyar 137 milyon lira ve üretim 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 4,47 oranında artış gösterdi. Olumlu ve olumsuz yorumlara açık olan bu rakamlar gösteriyor ki, sektörün kendi dinamikleri ve beklentilerine göre 2009 sonuçları çok parlak değil.

    Öte yandan Türkiye ve dünyanın içinden geçtiği global krizin etkilerine rağmen sigorta sektörünün elde ettiği bu artış iyimser yorumları hak ediyor. Sektör 2010'a umutla bakıyor, risk seçimi ve fiyatlamada atılacak doğru adımlarla reel büyümenin 2010 sonunda gerçekleşmesi bekleniyor.

    2009 yıl sonu sonuçları hakkında farklı yorumlar yapan sektör temsilcileri, lokomotif branşlar trafik ve kaskonun sektöre olumsuz etkilerine değindiler. Yaşanan ekonomik durgunluğun yanı sıra 2009 yılı sonuçlarını etkileyen en önemli olayın eylül'de İstanbul ve çevresinde yaşanan sel felaketinin olduğunu söyleyen yöneticiler, birçok şirketin yıl sonu hedef ve dengelerinin bu olaydan etkilendiğini dile getirdiler.

    Kriz döneminde bireysel emeklilik ve sigortaya olan ilginin de arttığına değinen sektör aktörleri, özellikle bireysel emeklilik sistemine artarak devam eden ilgiden oldukça memnunlar.

    2009 yılında bireysel emeklilik yatırım fonlarında yüzde 40 civarında büyüme kaydedildi. 11 Aralık 2009 tarihli Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre, katılımcıların toplam fon büyüklüğü 8.910,0 milyon TL, toplam katılımcı sayısı 1.977.237 kişi, toplam katkı payı tutarı 6.973,5 milyon TL, yatırıma yönlenen toplam fon tutarı ise 6.744,9 milyon TL

  • Pert Olmuş Araçlarda Yeni Düzenleme ...


    Sigorta şirketlerinin yapması gerekenlere geçmeden, bu tür araçlara sahip kişilerin üzerine düşen görevden biraz bahsedelim...


    Yönetmelikte, bu konuda aynen şunlar belirtiliyor: "Araç sahibi, ömrünü tamamlamış aracını ÖTA teslim yerleri, geçici depolama alanları ya da işleme tesislerine teslim etmek ve aracı teslim alandan araca ait onaylı araç kayıttan düşme ve bertaraf formunu almakla yükümlüdür." Şimdi diyeceksiniz ki, "ÖTA teslim yeri de neresi?" Yönetmelikte bu da açıklanmış. Kayıttan düşme ve bertaraf formu temin edilerek, ömrünü tamamlamış aracın kayıttan düşme işlemlerinin tamamlandığı yerlere ÖTA teslim yeri deniyor.Gelelim, sigorta şirketlerinin bu araçları ne yapması gerektiğine. Sigorta poliçesi gereğince onarımı ekonomik olarak mümkün olmayıp, tam hasar ile bedeli araç sahibine ödenmiş araçları, lisanslı geçici depolama alanına ya da lisanslı işletme tesisine teslim etmek zorundalar.

    Parçalar çöpe atılmayacak...
    Yine sigorta şirketleri tam hasar halindeki araç için takdir edilen bedel üzerinden ihtilaf olması halinde, aracı bekletmeden lisanslı geçici depolama alanına ya da lisanslı işletme tesisine çektirecekler. Tam hasar kararı verilerek, kayıttan düşürülen araçları ise şirketler, Çevre ve Orman Bakanlığı'na yıllık olarak bildirmekle yükümlüler. Yönetmelikte araçların yanı sıra araç parçalarına yönelik uygulamalar da anlatılmış. Buna göre sigorta şirketleri, onarım sırasında değiştirilen parçaları lisanslı geçici depolama alanına ya da lisanslı işletme tesislerine teslim etmek durumundalar. Daha açık bir anlatımla.. Tamirhaneye sigortalı bir araç gittiğinde ve aracın parçaları değiştirildiğinde; eskiden olduğu gibi tamirhane, akşam iş bitiminde değişmiş parçaları en yakınındaki çöp konteynerine atamayacak. Sigorta şirketleri, tamirhanedeki o araca ait değişmiş parçaları alacak ve depolara teslim edecek. Bu satırları okuyunca haliyle aklınıza şöyle bir soru takılıyordur: Lisanslı depolar ve lisanslı işletmeler neresi?

    Araç üreticileri depo kuracak...
    Yönetmelikte bu konu da belirtilmiş. 2009 yılı sonunda çıkan yönetmeliğe göre artık otomobilleri/parçalarını üretenler ve ithal edenler bu tür depolar kurmakla yükümlü olacaklar. Yönetmelikte ise bu yükümlülük aynen şu şekilde anlatılıyor: "Araçların ve bunların parça ve malzemelerinin üretici, dağıtıcı, ithalatçıları ile ömrünü tamamlamış araçların toplama, sökme, kesme, parçalama, geri kazanma, geri dönüştürme işlemlerinden herhangi birini yapanlar; ömrünü tamamlamış araçlarla araçların bakım ve onarımından kaynaklanan yedek parçaların toplanmasını sağlamak amacıyla araç teslim yerlerini, geçici depolama alanlarını kurarlar."

    Avrupalılık bu olsa gerek...
    Daha bitmedi.. Yönetmelikte, bu işleri yapanların depoları hangi şart ve koşullarda kuracaklarına da yer verilmiş. Ömrünü tamamlamış araç teslim yerlerinin araç yoğunluğuna bağlı olarak yeterli sayıda ve araç sahiplerinin kolaylıkla ulaşabileceği mesafelerde kurulacağının değinildiği yönetmelikte aynen şu maddeler sıralanmış: "ÖTA teslim yeri bulunmayan veya yetersiz olan illerde bu yerler araç üreticileri tarafından oluşturulur. Teslim yerinde on adetten fazla araç bekletilemez ve bekletme süresi altmış günü geçemez. Üreticiler, negatif piyasa değeri olan ömrünü tamamlamış araçları araç sahibinden bir bedel talep etmeden teslim alır." Evet... Gerek araç sahiplerinin gerek sigorta şirketlerinin kullanılamayacak halde olup, ömrünü tamamlamış araçlar için uygulaması gereken prosedür böyle. Bugün, koskoca İstanbul'da bile sadece iki-üç araç muayene istasyonunun olduğu ortamda, böyle bir yönetmelik ne kadar işlevseldir o tarafını bilemem.

    550-600 Lira Trafik Sigorta Bedeli Ödenecek ...


    Ankara Servis Araçları Odası Başkanı Tuncay Elmadağlı, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklamada, başta Ankara olmak üzere tüm Türkiye genelinde hizmet veren servis araç sahiplerinin koltuk kapasitesine göre uygulanan trafik sigorta bedeli nedeniyle mağduriyetlerinin söz konusu olduğunu söyledi.

    Önceki uygulamada maksimum 25 koltuk kapasiteli bir servis aracı için yaklaşık 550 lira sigorta bedeli alındığını belirten Elmadağlı, bu sayının 26'ya çıkması durumunda 1 milyar lira ekstra para ödendiğini anlattı.

    Elmadağlı, servis sahiplerinin araçlarında proje tadilatı yaparak soruna çözüm bulmaya çalıştıklarını dile getirerek, Oda olarak bu mağduriyeti gidermek için yaklaşık 6 ay önce Hazine Müsteşarlığı'na başvuruda bulunduklarını ifade etti.

    Konuyla ilgili düzenleme yapıldığını, yeni düzenlemenin 31 Aralık 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini kaydeden Elmadağlı, yeni düzenlemeyle servislerdeki koltuk kapasitesinin 15-25'ten 15-30'a çıkarılarak, trafik sigorta bedellerinin buna göre alındığını söyledi. Elmadağlı, bedellerin sigorta şirketine göre farklılık gösterdiğini ancak, ortalama 550-600 lira arasında değişiklik gösterdiğini bildirdi.